ne güzel bi oyuncaktır daktilo. biraz da kaprisli bişeydir. iyi düşünüp tartmak lazım kelimeleri. benim klavyede yaptığım gibi yazayım nasılsa gerisi gelir diye düşünmek olmaz. cümleni kafada oluşturursun, kelimeleri son kez yoklarsın ve ta-ta-ta-tat kaprislidir çünkü backspace tuşu yoktur. hiç naz çekmez. olan sertçe çekilerek buruşturulup atılan kağıda olur. elinle yazabilirsin. bilgisayarla yazabilirsin. hatta benim gibi özellikle daktilo font bulup harf işleme programıyla türkçeleştirirsin. bilgisayarla olsa bile daktilo font unun bir ağırlığı var. hatta font, kendinden silik kısımlara sahip. illa daktilo istiyorum diye tutturmak da kapristir, arızadır ve ben şu an deli gibi daktilo istiyorum. hani şu küçük kibar, kendinden çantalı olanlarından. her harfi küçük çekiçlerle çakarsın kağıda. çat çat seslerle. yukarda ta-ta-ta dedik amma çat daha güzel geldi kulağıma. daktiloyu yapan adam da arıza sanırım çünkü 1 rakamı yok. yav o kadar harf yaptın, sistem kurdum mekanik, zamanlama, çarklar, sonra sen oraya 1 i koymaya üşen. niye? küçük "l" (le) aynı işi görüyor çünkü. sinirliysen eğer yazın kop koyu harflerle pırıl pırıl parlar. sakinken daha siliktir. benim hiç daktilom olmadı ama hafta sonu kaçamaklarım olmuştur ödünç daktiloyla. ankarada nerede satıldığını biliyorum hatta bazen önünden geçerken yavaşlarım ve vitrinden kesişiriz. sonra diyorum ki niye alayım? işte soru bu. sırf sesi ve mekaniği için alacağım, yazacağım bişeyler ne olacak? ha tamam yazıp yazıp birilerine göndersem? seviyorum ama eşya bağımlılığından nefret ettiğim için, evdeki eşyaların üçte ikisini gözden çıkardığım için yeni bir eşya daha istemiyorum belki. seviyorum ve bir eşya ile daha bağ kurmayayım diye istemiyorum belki. ama ben severim halâ ustura ile traş olmayı, eski motorsikletleri toplayıp tamir edip kullanmayı ve eski bmw yi. belki de uğraşmayı seviyorum ya da o şeye harcadığım çaba sonucunda ulaşmayı seviyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder