12 Haziran 2013 Çarşamba

bir iki laf

herkesin içinde söyleyemediğim için şimdi söylüyorum. bayıldım tarzına. su gibi hafif, su gibi akıcı. ben çoğu zaman anlatmak istediklerimi kurşun gibi ağır bir paragrafta anlatmaya çalışırken bazı kişilerin tek cümle ile işi bitirip sırtını yaslamasına gıpta ederim. sen de onlardansın ve derinliklerinde yatan güzel paylaşımlarını merakla ve sabırsızca bekliyorum. demişsin ya "beynim, kalbim" diye nice bilge, insanların beyniyle değil kalbiyle hareket etmesini tavsiye ediyor.
zihnimiz bir süngerdir. yüreğimiz ise bir nehir. çoğumuzun akmak yerine sünger gibi emmeyi seçmesi ne garip
korku ile ilişkim: eğer üşenmezsem her türlü meydan okumaya karşılık veririm. uzlaşma ve çatışma gibi iki seçenek olsa ben çatışmayı tercih ederim ve sürekli mantıklı davranmak konusunda kendimi telkin ediyorum. "intihar bir meşru müdafaadır" sözünü söyleyen kişiyle dondurmayı aynı oranda seviyorum :) kim bilir; sırat köprüsünden karşıya yüzülerek de geçilebileceğini ancak düşenler bilir. kıldan ince bir köprüden de geçilir karşıya ok ama düşmemek için verilen mücadele ve yaşanan korkuyla. benim korkum çaresiz kalmak. yaşama sebebim ise inat ve an be an yaratılan bu dünyayı kendime göre inşa etmek. oyun kartları destesindeki joker olmalıymışım. hiç birine mensup değil ama hepsinin yerine kullanılabilir. o da bilmiyor ne ve kim olduğunu. o yüzden şapkasında gerçeklikte yaşadığını unutmasın diye şıngırdayan ziller var. iyi ki gece değil yoksa bu konu fena sarardı ve allah korusun nerelere giderdi :) derine dalmak için erken bir saat bence. çıktım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder