:) gülücükle başlayalım ki her şey daha kolay olsun. hani derler ya resim çekilirlerken "haberim yokmuş gibi çekin" diye ben de haberim yokmuş gibi başlayayım yazmaya. kimsenin haberi yokmuş gibi.
görünmez adamın görünmez parmaklarının tuşlar üzerindeki hareketleri ve ekranda beliren yazı. yo çok taktığımdan değil görünmezliğe :) küçükken takmıştım ama baya. yapabileceğim muziplikleri düşünür eğlenirdim. başka insanları da davet ederdim bu eğlenceye "görünmez olsan ne ypardın" diye. şimdi ise görünmez olmayı bir köşeye çekilip dinlenmek için istiyorum. kısa bir mola için, hmm belki gaipten sesler duymaktan korkan bir kızı korkutmak için de olabilir :) şaka bi yana akşamlar benim için kendimi dinlediğim, dinlendiğim anlar belki bir sığınak. yalnız kalmak ve iç sesimi duymak benim için bir meditasyon. ama işte bazen gün içinde de ihtiyaç duyuyorsun akşamı bekleyemeden. aslında dışarda yaşadığımızı sandığımız herşey beynimizde yaşanıyor. dünyanın iyi veya kötü oluşu ise senin algınla ilgili. yoksa aynştayn boşuna dememiş "insanın kendine sorması gereken en önemli soru, evren bana dost mudur?" diye. yani gerçeklik vereceğin cevaba göre değişiyor. ya mevlana? "bu dünya gül bahçesidir. gül düşlersen gül kokarsın, diken düşlersen yolların diken olur" demiş. nerden aklıma geldi bilmiyorum ama yüz hatlarını değiştirip aynaya baktığında neyle karşılaşacağını merak eder miydin hiç? :) ben en çok gözlerim kapalı iken nasıl göründüğümü merak ederdim ve.. tabii ki bişey göremezdim.
iyi bir dinleyici misin? dinlemek ve inanmak en zorudur. anlatmak ve uydurmaktan. olağanüstü bir saflık ister. kulak ile beyin arasında tertemiz bir yol ister. sen dinliyorsun ve bu yolculukta istediğin yerde inebilir misin atlar mısın onu bilemem :) ha balıklara yem vermeyi unutma.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder