11 Şubat 2015 Çarşamba

kış



Hava çok soğuktu. Derece eksi 10u göstermekteydi. Evdeki sobalar yeterli gelmiyor, kova kova kömür atıyorduk. Gecenin karanlığında küçük beyaz tanecikleri görmenin heyecanıyla pencerede bekliyordum. Ama yoktu. Camın soğukluğu koluma vuruyordu. Sobanın yanma sesiyle rüzgarın sesi adeta yarışıyordu. Birisi soğutmaya birisi ısıtmaya; zıtların yarışıydı bu. Birden portakal kokusu geldi burnuma. Büyük bir tepsinin içinde patlamış mısır, kabuklu fıstık, kuru incir ve kocaman bir meyve tabağı. Kışın en güzel hali. Soba sıcaklığında atıştırmalar. en güzeli de yenmiş portakal kabuğunu sobanın üstüne koymaktı. Nasıl güzel bir koku yayar ortalığa.
Karın tokluğuyla sobanın sıcaklığı birlik olur seni uyutmaya başlar. En güzel uykudur kanepede kıvrılmak. Kimse uyandırmasın istersin ama muhakkak uyandırılırsın.
Sabah olur gece beklediğin kar taneleri sen uyurken çalışmış bütünlük sağlayıp her yeri bembeyaz yapmıştır. Annen senden önce kalkıp manzarayı görmüştür. Perdeler sonuna kadar açılmış karın beyazlığı gözlerini kamaştırır. Koşarsın pencereye karın yere düşüşünü izlersin. Okul mu? ‘’hayıırrr‘’ demezsin bir an önce dışarı çıkmak istersin. Başlarsın giyinmeye annen bir taraftan kalın giyinmen için ültimatom verir. çift çorap, boğazlı kazak,kadife pantolon, pantolunun içine giyilecek tayt, gocuk, boyun atkı, bere, eldiven. -yuhhh artık- astronot gibi gezin ortalıkta. he he diyip yine bildiğini okursun ve çıkarsın yola içine tayt giymeden. gıcır gıcır seslerinin arasında gidersin. ağzını havaya açıp kar tanesi yutma yarışı yaparsın arkadaşlarınla. Okulda kartapu savaşı :) ellerin kıpkırmızı yanar soğuktan. yediğin kartoplarının acısını söylemiyorum bile. Çizmelerin ıslanmasıyla çoraplar nasibini almıştır. Ayak parmak uçlarını hissetmemeye başlarsın. Eve dönüş vakti gelmiştir. kapıda annenin karşılar. ’’vay eşşek sıpaları her yerinizi ıslatmışsınız, hasta olcaksınız, çırpın üstünüzü başınızı, giy hemen terlikleri, sakın basmayın orlara! tıtıtı’’ çoraplar kapının girişinde çıkarıp sobalı odaya girersin. O an sıcak hava yüzüne çarpar, soğuktan yanan ellerin uyuşa uyuşa ısınır. Tüm vücudun ısınmaya başlar. sobanın üstünde çay da vardır. Poğaçalar da hazır.
Sonra büyürsün zamanın nasıl geçtiğini bilmeden. Bir çok yerde kar yağar ama yaşadığın yerde hiç kar yağmaz. Sevgiliyi özler gibi özlersin…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder